<$BlogRSDUrl$>

Friday, February 27, 2004

gunnuk, biz diilmisiz lafi yiyen ihoho, gamzaanim bana dememis. sen de saldiri pozisyonu almistin ama geri don bosver, ayip oldu onlara da bak goruyo musun. sen 1 cuval laf et, sonra ogren ki yannis anlamisin. iste gece gece insan ne dedigini bilmiyo gamzaanim, nolur kusurabakmayin. cok seviyorum yani sizi biliyosunuz. bremene gel diye demedigimi birakmadim be aaa.

gunnuk naber? ben de iyiyim ya nossun. ehehe bak bu sabah yurdum insaniyla cok komik bi muhabbete girdim, 9 gibi kalktim iste, bi baktim simitci geciyo, ben de simidi nasi severim, neyse giyindim indim asaa simit aliim diye, disari ciktim, adamin yanina gittim, a bi baktim simit kalmamis tablada. simit kalmamis galba hay allah dedim, kalmadi abla ama gelicek dedi. a oyle mi, iyi, ne zaman gelir dedim, iste 12 gibi gelir dedi. ehehe fikra gibi yemin ederim, ben 3 saat orda mi bekliycem simit simit diye allaam.

Thursday, February 26, 2004

sevgili gunnuk,
bilmem farkinda misin ama baska gunnuklerden bize camur sicriyo. daha demin gamzaanimin gunnuunu okuyodum ki ne goriim, bana diyo ki efendim ben ona gezme demisim de, cok geziyosun demisim de (gamze bana dedin di mi onu gi, simdi abuk subuk ustumuze alinmayalim, bi de baskasiymis, olabilir yani onun icin seettim) neyse iste cok surtme git evinde otur demisimde bilmem ne de, ya gamzaanim ben sana oyle mi dedim, ben sana dedim ki tutumlu ol, gel benimle yasa ben seni eglendiririm dedim. alla allaa sen evir cevir lafi kicindan anla, sonra gunnukten gunnuue bok at. bilmiyorum cok kirildim gamzaanim.

Tuesday, February 24, 2004

tekrar ayyildizli semalardan yazmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum. pikac aydan sonra ilk izlenimler: popstar yikilmis. yerine turkstar ve bilimum sitarli mitarli poroğramlar dikilmis. exponensiyel cogalmis yani, kara sinek gibi. ayni yarisma programlari. ayni sunucular. hatta ayni konuklar. sampiyonlar ligi maci var iste klasik. diziler falan var. a bi de film festivali var, o iyi olmus, ona gitcem aferim bana. belleville'de randevuya gidicem once, supermis. gerci gelecek zamanli cumleler kurarken cok da kesin yargi belirtmemem gerektigini artik ogrenmem lazim cunku ben 10 tane yapcam etcem diye sey soyluyorum (sey ne ya?) bunun 3unu yaparsam aferim diyorum kendime. bazen oluyo hic birini yapmiyorum, evden bile cikmiyorum, nasi tembel oluyorum, boole picama (pijama?) neyse iste picamalarmi giyip telliklerimi giyip seppanin ustune icceemi alip bacceye cikip (yok bacce yok, ben tellik-seppa-bacce uclemesini tamamlamak icin seettim) bacce yoksa odanin ortasina oturup kasina kasina televizyon seyrediim istiyorum. neyse baska ne var, ehhm hava bok gibi. isli boyle. karanlik.
ev buldum bi de oleey oleeeeyy, sehrin tam gobeende. bremene gelcek viewerlar artik gonul rahatligi icinde seyahat edebilirler, bende kalirsiniz kiz fena mi. bi ucak parasi. bi de yemegimi yaparsiniz iste ben okuldan gelince hazir bulurum falan. yer var yani.
aa blog, bak cok onemli, bi de ben soylemedim kimseye buraya geldiimi cok ani karar verdim, kimse bilmiyo, sen de bilmiyomus gibi yap ben ariycam onlari.

Thursday, February 19, 2004

2 gundur muhtesem bi hava var burda, nasi anlatiim, ornekler veriim mesela; istanbulda olan arkadaslara ornek vermek gerekirse, boyle tam bogaza gitmelik, ama tishottle shottla diil de siki siki giyinip boyle kazaklarla ceketlerle gidilcek bi hava, boyle ister yenikoyde emekte oturmalik, ister bebekte bebek kaavede oturmalik (bkz: istanbulda olmayi hayal etmek), ya da fenerbahcede mesela kaffalti etmelik bi hava, ya daa evet evet cengelkoyde de edilebilir zupper baba gaavesinde. eer nevyorktaki veya birak nevyorku ortasinda buyuk bi parki olan butun sehirlerdeki arkadaslara annatmak gerekirse bole mesela sentril parka gidip plaj voleybolu oynamalik, yerlere serilip guneslenmelik; eger marstaki arkadaslara annatmak gerekirse, tam mars exploration roverlardan opportunitynin veya o da olmadi spiritin yanina sezlonglari acip, yanina algida semsiyelerinden koyup, gozlukleri takip, cigaralari tellendirip dunyayi seyretmelik bi hava. ben burda sahsen kendim bizzat parka gittim kostum kostum, sonra tikandim tabi yurudum yurudum. sonra millet birbirini aradi, haydin hacilar gezmeye gidelim piknie gidelim diye, herkes peki demez mi, neyse piknie gitmedik de schlachteye gittik, oturduk orda. simdi soyle ozetliim bilmeyenlere, schlachte bremenin tam ortasindan gecen nehrin (bkz: weser) kenarinda boylu boyuuuunca uzanan, uzerinde biilmum bar kafe restoran bulunduran, gunesli havalarda gidilesi bi cadde. cadde de diil de boyle kordon boyu gibi, ne oluyo cadde mi, peki cadde. disarlara masalar atiyolar boyle, o nehire burdaki turkler bogaz diyo sehrin ortasindan geciyo diye, bi tarafi avrupa bi tarafi asya, ben avrupa tarafinda oturuyomusum mesela. iste kendi kendilerini eglendiriyolar birak, 20 m genisliginde nehirden bogaz mi olurmus hih.

Monday, February 16, 2004

sevgili zulkir,
haklisin cok. ama bu sayfanin adindan da anlasilcaa gibi burasi suursuz bi arena. yani yazan suursuz, okuyan suursuz, cok suursuz anlarda yazilan suursuz postlarla dolu burasi zulkir. zulkif miydi? karistirdiysam ozur dilerim, ama ne de olsa suursuzuz di mi canim? bi de tabi simdi benim aklimda 10023 tane problem var, bak daha hala ev bulamadim zulkir. sokaklarda yaticam napicam ben? agliycam zulkir. bi tane buldum, hatta apt bodrumunda camasir makinesi bile var, yani camasirlari cantaya koyup tramvaya binip 20 durak gidip yikanmalarini bekleyip tekrar cantaya koyup eve geri getirmem gerekmiyo, ne guzel ama ya ev sahabi bizi beenmezse zulkir? sonra essay yazcam, aaaaa bak essay dedim de, bunu gunnuume mutlaka yazmam lazim. dinle bak zulkir. siz de dinleyin bak hepiniz. simdi ben ekologcu ekodiyologcu olcam ya, essay yaziyorum, konusu da sey, baliklarin oksijen (cevre muh ogrencileri oksijen diince anlamicaklar, onlar icin ayrica acikliim, oksizen ya da okshijen) azliginda gecirdikleri baskalasim. boyle kalici olarak diil de 5 dakkaliina falan. mesela brezilyada, zulkir inanmazsin, bi balik var, orda devamli oksizen azaliyo, bu bizim balik da 5 dakkaliina dudaklarini vucudunun 3 katina cikariyo (evet butun vucudunun 3 kati) sonra cikiyo tepeye yuzeye, havadan oksijeni aliyo aliyo, sonra bakiyo sudaki durum eskiye donmus, iniyo tekrar asagi, dudaklarini da kucultuyo yine normal haline, ooohhh, yasiyo. aferim.

Thursday, February 12, 2004

bu hani devekusu kabere var bi tane, 15-20 sene once alasya-akpinar cikip teatral gosteriler yapmislar, onu seyrediyorum ben ne zamandir, malum burda televizyon internet yok ya, ben de sapigim almiyorum ya, koyuyorum laptopuma seyrediyorum, fakat seyrederken enteresan pir takim dusunceler beni alip goturmuyo diil, soyle ki, simdi bunlar oynuyo oynuyo, bazen ben hic gulmuyorum mesela di mi, cunku espri ne diyo, "okey demek pechey demek" veya telefonu aciyo "evat, bizim gavat" diyo mesela herkes kopuyo salonda ama ben hic gulmuyorum hatta ay ne abes diyorum, bak bak sanki ben daha iyisini yapabilecekmisim gibi, ne ayip. neyse efenim sonra dusunuyorum, ben niye gulmuyorum cunku bu espriler 1000 sene onceki espriler di mi, aslinda diil bak bi dusun, sadece 15 senelik espriler ve bunlari kim bulmus, evet ta kendileri, bu arkadaslar bulmus. yani bugun hani cikip da standup yapip burusuk dimaglarimiza yeni espriler katanlar var ya, onlar neyse alasya inen akpinar da 15 sene once oymus. yani ben bunlari niye anlattim, sunun icin, ben cok guluyorum aslinda onlari seyrederken hatta arada 1000 senedir kullandiim bi laf obegi (laflar butunu gibi) icin aaaaa bunun kaynaa bu muymus bak sen diyorum istiyorum ki herkes seyretsin gulsun eglensin, cok eglenceliler hakkaten seyredin.
ben gidip yatiim.

sevgili bloggerlar,
cemiyetimize yeni bir can katilmistir, selamliyoruz: gamze is on stage!! yeahs yeahs, konfetis konfetis. gamzaanim gamzaanim musterilerimizi caliyosunuz, sole accik saga cekinis. ya da sen saga cekme ama siz degerli viewerlar, evet evet siz, siz saga bakin. bak bi. saga saga. ne goruyosun? linkler var ya, git ordan gamze on stage'e tikla, magdeburgdan son haberleri al. velkaam velkaam, vilkommeen, vilkommeenn, kasabamiza, sehrimize.

Monday, February 09, 2004

ne yazik ki burda dil bilgilerimi kaybetmek uzereyim. almanca artik anliyorum ne guzel ne guzel hatta konusuyorum bile hatta artik ben konusunca insanlar yuzume bakmiyolar cevap falan veriyolar, gerci ben aldigim cevabin heycanindan ikinci cumlemi soyleyemiyorum ama olsun o da olcak, ama esas pooooroblem su ki ben ingilizceyi ve hatta turkceyi unutuyorum. bu 2 dilde komunikasyona girmek benim icin fevkalade zor olmakta artik, cunku ingilizceyi cogunlugunu almanlarin ve bangladeslilerin olusturdugu bi grupla konusuyorum ve artik ingilizcem alman-banglades karisimi bi aksanla dudaklarimdan cikmaya basladi, turkceyi ise burdaki bikac turkle konusuyorum ki ona da turkce konusmak denmez korkarim. ve yine korkarim artik turkce konusurken 2 cumlede bir "biliyon mu" demek zorundayim, randevu yerine "termin" demek zorundayim ve burdan bahsederken "bizim bremen'de..." diye cumleye baslamak zorundayim.. daha once hic bi turkle (turkumsu) konusurken kullandigim kelimelere dikkat etmek zorunda kalmamistim (mudavim, vakif olmak, rakim vs) ve tedirgin olmanin ne demek oldugunu anlatmaya calismanin ne kadar zor oldugunu bilmiyordum.. ya hakkaten tedirgin olmak nasil anlatilir?

This page is powered by Blogger. Isn't yours?

don't refrain from curiosity may driimbuk
arouse others' curiosity iz birakin..
Dreambook