<$BlogRSDUrl$>

Friday, November 26, 2004

bi de ben kesin karar verdim, bu benim evdeki kiz "yemek yakilir" diye ogrenmis. mumkun diil cunku baska turlu her yemegin yanmasi. basindan ayrilip da unutup yemek yansa sorun yok (yine sorun var da en azindan kulagini cekerim bak bi daha yapio mu), bu gayet basinda yemegin yanmasini bekliyo. hadi o yansin bana ne, ama onunla beraber tava da yaniyo, o nolucak.

en sonunda dayanamayip hocaya attiim mailin bir kismi asaadaki gibidir. buyruueen.

"i am using the piping method for the rest of the feed but there is always so much feed at the bottom combined with excretion, that this week I had to do it everyday although my initial plan was once every 3 days. I know that it's too much stress for them but they don't seem to eat anything. i'm afraid of losing a number of shrimp again due to stress. i really don't know what is NOT too much stress for them. if i knew sth that will not give them any stress, i'd definitely do it. otherwise i'll add prozac in their feed. i might really do that!"

meali:
"yeter. yeter ben istemiyorum artik bunlarla ugrasmak. olm kendi olcumlerime baslayamadim anasini satiim bu adamlari hayatta tutucaz diye. nasi bi metabolizmaysa, yanlarinda el cirpinca kalp krizi geciriyolar, verdiim yemegi de yemiyolar, ben daha napiim bunlara bilmiyorum, bi hayvan hic mi deger bilmez anlamadim ki."

Friday, November 19, 2004

bikac haftadir durduk yere eskiden gelen kokular duyuyorum. misal:
-ilkokulda her hafta okula goturdugum peynirli sandvicin kokusu
-ortaokuldaki kutuphanenin kokusu (bu ayni zamanda alip eve getirilen kitabin kapagini ilk actiimda gelen koku olmakta)
-yuzme ihtisasin soyunma kabinlerindeki koku
-back stagedeki makyaj kokusu
-once ne oldugunu tam anlayamadiim ama sonradan farkettiim, taaaa 5 yasinda gittiim bale okulundaki havlularin kokusu
sonra bu kokular beni boyle aloolar biyerlere gorutoolar, ben duragi kaciriyorum onlarin yuzunden.

Wednesday, November 17, 2004

muhtesem bi amator film calismasi gormek isterseniz su linke tiklayin.
http://storm.cis.fordham.edu/~temeltas/
ordan da Unlisanced Dreams (LowQ) ya tikliyosunuz, arkaniza yaslanip seyrediyosunuz.

Friday, November 12, 2004

bu da heralde dalgin insanlar neler yapar isimli kitapta ilk 5e oynar:
uzuuuun bir gunden sonra yorgunluktan olmeye ramak kalmisken eve gelinir. tek yapilmasi gereken lensleri cikarmak ve yataga girip sizmaktir. lens kabi acilir, ama o da ne, icinde lens yoktur, saka gibidir, daha paketi yeni acilan aylik lensler nereye kaybolmus olabilir... neyse onemli diildir, uyku gittikce bunyeyi daha da zorlamaktadir, hemen yeni bir paket aylik lens acilir, ozenle lens kabina yerlestirilir, kapak dikkatlice kapatilir, yataga girilir, mutlulukla uyunur.

Wednesday, November 10, 2004

cok komik oliim diye fikra yabtim:

-hocam, bu arif tatlisini nasi yabioduk?
-arife tarif gerekmez yafrum, kafana gore takil.

burda guluosunuz.

beynimi kurcalayip haslanmis yumurta kivamina getiren konular hakkinda son bikac haftada asagidaki sonuclara ulasmis bulunuyorum. bu sonuclara ulasmamda benden maddi ve manevi destegini esirgemeyen nese yildizlaratlinda20binfersah'a tesekkuru de bi garc bilirim.
eet iste sonuclar:
-biz niye karsimiza hayatimizi tumden degistiricek bisey cikmasini istiyoruz? siz istemiyo olabilirsiniz beni ilgilendirmez, ben istiyorum. cunku sikici gidisattan memnun diiliz, ayrica hayatta ne yapmak istediimizi de tam olarak bilmiyoruz. siz biliyo da olabilirsiniz, aferim size, ben bilmiyorum. ne yapmak istediini bilenler islerinin basina geri donsun simdi. bilmeyenler, siz devam edin okumaya. hicbir isten tam olarak zevk alicaamizi dusunmuyoruz, boyle hayatimizda 1000 tane is olsun, biraz ondan biraz bundan eglene eglene is cikariim, arada para da kazaniim diyoruz ama aslinda butun hayatimizin odak noktasi haline gelicek bi isimizin olmasini da cok istiyoruz. butun bu ne istediimizi bilmemezliimizin yaninda bi de utanmadan karsimiza mucizevi bisey ciksin, mesela yururken onumuze tam da istediimiz gibi bi is ilani dussun, tramvayda muhabbet ettiimiz adam tesadufen bizim hayatimiz boyunca yapmak istediimiz seyin patronu olsun, bizi cok sevsin gel seni ise alicam desin.
yok oyle sey okur. ama boyle biseyin olmamasinin yaninda sanirim yapilmasi gereken bi hamle de yok. iste benim son bikac haftada aldiim karar (ki bu aldiim 456547. karar oluyo) da sudur; hamle mamle yok kardesim. hayatini adiycaan bi isinin de olmasi gerekmio, birak olmasin ya ne kasosun. siz kasmiyo olabilirsiniz, ben kasiyorum. kasiyodum. artik kasmiyorum. kasmiycam.
-gelelim 2. karara. bu birinci kararin agirlii uzerime oturdu, biraz dusunmem lazim 2. karar neydi diye.
hatirladim. hayata yeniden baslamak veya yeni bi hayata baslamak diye bisey de yok. oyle 'hadi ben almanyaya gidiyorum, artik orda yeni bi dunya yaratcam kendime' diye gidince dunya degistirmis olmuyosun, cunku sen kendin degismiyosun. ancak hafiza kaybi falan olcak ki heryesi unut tekrar basla - ki o zaman da bisey degismez aslinda, herkes ustune cullanir suratini tokatlar yavrum kendine gel bak ben halanim diye. istersen dunyanin obur ucuna git, ister 210milyon dolar verip (yannis hatirlamiosam) ilk uzay turuna cik, marsa ayak bas, sen kendin ayni kaldiina gore degisen bi sey yoktur......gecmis seni takip eder dinininnnnnnnnn...... yani yalan o yeni bi hayata baslamalar falan.

This page is powered by Blogger. Isn't yours?

don't refrain from curiosity may driimbuk
arouse others' curiosity iz birakin..
Dreambook